7 Kasım 2017 Salı

Gülşen Kutlu : Malum Olsun da Sana Bak Ne Haldeyim



Malum olsun da sana bak ne haldeyim
Yoksa unuttun mu beni bilmem el gibi dost
Gece gündüz durmaz ahu zardayım
Sazımda sızlayan sırma tel gibi

Kar mı yağdı da güvendiğim dağlara
Sam mı değdi de o sümbüllü bağlara dost
Dilemiyom da bağlanmışım ağ yara
Çiğnetirsin beni tozlu yol gibi dost 

Elestü bezminde de sana ikrarım verdim
O günden bu güne de ey dost sözümde durdum
Yetiş Şekip'ine de gayrı müşkülda kaldım
Fiskeden bulanan ufak göl gibi 

Söz ve Müzik : Aşık Şekip Şahadoğru

Gülşen Kutlu : Malum Olsun da Sana Bak Ne Haldeyim



Ümit Tokcan : Hekimoğlu



Hekimoğlu Derler
Benim Aslıma 
Aynalı Martin Yaptırdım Da (Narinim) 
Kendi Neslime. 

Hekim Oğlu Derler 
Bir Küçük Uşak, 
Bir Omuzdan Bir Omuza (Narinim) 
On Arma Fişek. 

Konaklar Yaptırdım 
Mermer Direkli, 
Hekimoğlu Dediğin De (Narinim) 
Aslan Yürekli. 

Konaklar Yaptırdım 
Döşetemedim, 
Ünye Fatsa Bir Oldu Da(Narinim) 
Baş Edemedim. 

Ünye Fatsa Arası 
Ordu'da Kuruldu, 
Hekimoğlu Dediğin (Narinim) 
O Da Vuruldu. 

Yöre : Fatsa - Ordu
Derleyen ve Notaya Alan : Ümit Tokcan 

Ümit Tokcan : Hekimoğlu

5 Kasım 2017 Pazar

Yıldıray Çınar : Ağlama Gözlerim Mevlam Kerimdir


Gurbet elde bir hal geldi başıma 
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir 
Derman arar iken derde düş oldum 
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir 

Huma kuşu yere düştü ölmedi 
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı 
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir 

Kağıda yazılmış ufak yazılar 
Anadan ayrılmış körpe kuzular 
Derdi olan yüreğinden sızılar 
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir 

Abdal Pir Sultan'ım böyle buyurdu 
Ayrılık gömleğim biçti geyirdi 
Ben ayrılmaz idim felek ayırdı 
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir

Pir Sultan Abdal

Yıldıray Çınar: Ağlama Gözlerim Mevlam Kerimdir

4 Kasım 2017 Cumartesi

Esra Öztürk : Ben Yoruldum Hayat



Ben yoruldum hayat gelme üstüme,
Diz çöktüm dünyanın namert yüzüne,
Gözümden gönlümden düşen düşene,
Bu öksüz başıma göz dağı verme.

Ben yanıldım hayat vurma yüzüme
Yol verdim sevdanın en delisine,
O yüzden ömrümden giden gidene,
Şu yalnız başımı eğdirme benim.

Ben pişmanım hayat sorguya çekme,
Dilersen infaz et kar etmez dilime,
Sözlerim ağırdır dokunur kalbe,
Şu suskun ağzımı açtırma benim. 

Söz ve Müzik : Mümin Sarıkaya

Esra Öztürk : Ben Yoruldum Hayat

Fatoş Çal : Azrail Serime Çöktüğü Zaman



Azrail serime çöktüğü zaman
Kırılır kanadım kol yavaş yavaş
Mevlam nasip etsin din ile iman
Akar gözlerimden sel yavaş yavaş

Yüksek uçar gönül yorulur bir gün
Nizam terazisi kurulur bir gün
Herkesin ettiği sorulur bir gün
Döner mi yarabbi dil yavaş yavaş

Mezarım üstüne dikerler taşı
Kimi gölgesinde saklarsın başı
Baba oğlu görmez kardaş kardaşı
Gider geri dönmez yol yavaş yavaş

Isıca ılıman suyun koyarlar
İyi kötü elbisemi soyarlar
Mesleki'yem öldüğümü duyarlar
Girer salacama el yavaş yavaş
 
Yüksel Yıldız

Fatoş Çal : Azrail Serime Çöktüğü Zaman

2 Kasım 2017 Perşembe

Elif Avcı : Ceviz'in Yaprağı Dal Arasında



Ceviz'in Yaprağı Dal Arasında,
Güzeli Severler Bağ Arasında.
Üç Beş Güzel Bir Araya Gelmişler,
Benim Sevdiceğim Yok Arasında.

Evlerinin Önü Zerdali Dalı,
Pencereden Gördüm Kınalı Eli. (O Nazlı Yari)
Benim Sevdiceğim Tomurcuk Güldü,
Sensiz Lokmaları Yiyemez Oldum.
Sensiz Odalara Giremez Oldum.

Evlerinin Önü Bahçelik Bağlık,
Ne Güzel İşlemiş Eline Sağlık.
Yar Bana Yollamış Bir Beyaz Yağlık,
Boynuna Dolasın Oynasın Diye.

Yöre : Afyon
Derleyen : Muzaffer Sarısözen

Elif Avcı : Ceviz'in Yaprağı Dal Arasında

1 Kasım 2017 Çarşamba

1 Kasım 1928 - Harf Devrimi (Türk Harfleri'nin Kabulü)


Türk dili, kendisine mahsus bir yazı, alfabe ile ifade edilmesi gerekirken uzun asırlar boyunca Arap harfleri ve Arap alfabesi ile yazılmıştı; Halbuki bu alfabe, bu yazı, Türk dilinin zenginliğini, onun genişliğini ifade etmekten çok uzaktı. Bu ihmal sebebiyledir ki Türkçe kendi kuralları ile yazılan ve söylenen bir dil olmaktan çıkmış; Arap ve Acem dil kurallarının etkisi altına girmişti. 

Bu sebeple milli benliğimize dönüş açısından büyük bir hamle niteliği taşıyan bu harf inkılabı gerçekleştirildi. 1 Kasım 1928'de, daha Önce Türkçe yazmak için kullanılan Arap harfleri yerine Lâtin esasından alınan harfler, Türk dilinin özelliklerini belirten işaretlere de yer verilmek suretiyle Türk harfleri adı ile 1353 sayılı kanunla kabul edilmiş oldu.Harf İnkılâbı kavramı yazı dilinde kullanılan Arap harflerinin yerine yeni Türk harfleri olarak tanımlanan işaretler sisteminin alınmasını ifade etmektedir.

Harf İnkılabının (Harf Devriminin) Yapılmasının Sebepleri

• Arap harfleri, Arap fonetiğine, Arap hançeresine (gırtlak yapısına) göre tanzim edilmiş olduğundan bunların telaffuzları öz Türkçenin fonetiğine gırtlak yapısına uygun değildi Ayrıca Arap harfleri mevcut yapısı ile öz Türkçe söyleyiş esasına da uygun değildi.Bu sebeple Türk milletinin düşüncesine şekil veren yazı, bu olmazdı. mevcut durum için uygun olan yeni bir semboller sitemine ihtiyaç vardı.

• Arap harfleri, Arap diline çok iyi uymakla beraber, Türk dili için yetersiz ve elverişsizdi. Türkçe, Arap harfleri ile kolay yazılıp okunamıyordu. Konuşulduğu gibi yazılamıyor, yazıldığı gibi okunamıyor idi.Okuyup yazmayı kolaylaştırmak ve yaymak ve böylece modern eğitim ve öğretimin gerçekleşmesine zemin hazırlamak ancak Harf İnkılâbı ile sağlanabilirdi.

• Diğer taraftan Batı medeniyeti Latin esasına dayalı harf sistematiğini kullanıyordu Arap ve şarkiyat medeniyetlerinin özelliklerini ve kültürel yapısına göre oluşturulmuş Arap esasına dayalı harf sistematiği Batı ile olan ilişkilerimizde zorluklar yaşanmasına sebep oluyordu bu nedenle rehber olarak Batı’nın ilmi ve fenni alınacaksa ilişkilerin gelişmesi için teknoloji ve fen konusunda ilerleme kaydetmiş Batı’nın kullandığı Latin esasına dayalı harf sistematiği kullanılmalıydı.

Harf İnkılabının (Harf Devriminin) Sağladığı Faydalar

• Harf İnkılâbı, 1000 yıllık Arap harfleri ile yazı yazmak geleneğini yıkarak, Batı medeniyeti ve kültürü ile yakınlaşma sağlamasından dolayı Atatürk'ün önderliğinde kültür inkılâbına yol açan, büyük bir inkılâptı. Bu nedenle Sosyal, kültürel ve siyasî alanda geniş yankılar uyandırmıştır.

• Atatürk, Harf İnkılâbını, sadece kolay okuyup yazma için bir yazı tekniği meselesi olarak ele almamıştır. Lâtin alfabesinden alınan yeni Türk harfleri, batı uygarlığına katılma işini de kolaylaştırmıştır bu sayede bundan sonra yürüteceğimiz ilişkilerimizde Batı medeniyeti ile entegrasyonumuzu sağlamada büyük faydalar sağlamıştır.

• Harf İnkılâbı aynı zamanda, dilde reform yolunu açmak isteyenlere bir başlangıç, bir dayanak olmuş ve onlara güç kazandırmıştır. Böylece dilde sadeleştirme, Türkçeleştirme akımına hız verilebilmiştir. 

• Harf İnkılâbı, kolay okuyup yazma olanağı sağlamasının yanında okuma alışkanlığını da artırmış ve yaygınlaşmasına zemin hazırlamıştır. Aslında harf İnkılâbının en Önemli yönü, yeni başlayacak olan Kültür İnkılâbının temel yapısını oluşturması ve de Türk kültürünün gelişmesine imkân vermiş olmasıdır.